Deuce Korttan Notlar

Uzun zamandır doktora gitmem gerekiyordu ama artık daha fazla erteleyemedim. Bir müddet tenis oynayamayacağım ve bu ne kadar uzun sürecek göreceğiz. Ama bu arada derslerde ve İlhan'la oynadığımız maçlarda çektiğim video görüntülerini detaylı izleme vaktim oldu. Buraya bu izlemelerde çıkardığım 3-5 şeyi yazmış olayım, kalsın. 1. Öncelikle beklediğimden yavaşım. Hareketlerimin hızı artsa da, tepki sürem çok yavaş. Bazı return'leri hiç görmüyorum sanırım :) Veya oyunumuz yavaş, servis sonrası konsantrasyonu sağlamak çoook zor oluyor. Sonuç: Tepki süresini hızlandırıcı alıştırmalar. 2. Sol kol. Sağlak biri olarak sol kolun oyundaki önemini daha da kavrayabiliyorum. Örneğin forehand esnasında, sol elin topu izlemesi gerekiyor. Yani beynimize "bak buraya vuracaksın" der gibi... Ama raketi sallarken, sol elimi sol bacağıma doğru çekiyorum. Bu hatalı bence. Raket hareketine başladığında, sol elimi vücudumun sol tarafına göğüs hizasına doğru geri çekmem, bir yayı geri

Ne zaman topa bakmayı bıraksam, kötü bir vuruş yapma olasılığım o kadar artıyor. Bütün vuruşlar için geçerli ama özellikle de slice, volley ve over-head smash'larım için geçerli. Hislerime güvenip, doğru vücut rotasyonu yapamadığım zor toplarda bazen işe yarıyor topa bakmamak ama topa bu pozisyonlarda bile bakmamanın hiç bir mantıklı açıklaması olamaz. Topu iyi izledikçe, raketimi içgüdüsel olarak daha iyi ayarlıyor ve topla daha iyi bir noktada buluşuyorum. Son olarak, yapmıyorum ve bu yazı pek yeri değil ama yine de yazmak istedim. Rakipten top çıkar çıkmaz raketi açmamalıyız. Top için (her zaman öne değil) pozisyon almak daha önemli. Raketi açıp, hızlıca sallamak için çoğu zaman vaktimiz oluyor zaten.

Yeni başlayan birinin oyun ve teknik gelişiminde en önemli parçalardan birinin kendisini oynarken izlemek olduğunu düşünüyorum. Oynamaya başladıktan 3-4 hafta sonra bazı alıştırmalarımı (servis veya özel ders) cep telefonumla kayıt etmeye başladım. Bu videoları sonrasında izleyip, kendime göre dersler çıkarmamım gelişimimde çok etkili olduğunu söylemeliyim. Tenis oynarken gücümüzün düştüğü, yorulduğumuz zamanlarda ders hocasının uyarılarına tepki vermek gerçekten zorlaşıyor. Bazen uyarıları duyuyoruz ama gerçekten anlamıyoruz. Bazen anlıyoruz ama uygulayamıyoruz. İyileştirmemiz gereken yönlerini daha iyi algılamanın bir yöntemi de ders/maç sonrası kendimizi izlemek. Genellikle tel örgülerle çevrili kortta, basit bir düzenekle cep telefonunuzu asarak kullanıp çekimi yapmak mümkün. Bataryasının yeterince dolu ve disk alanının yeterince boş olduğunu kontrol edin, çünkü 50-60 dk süren çekimler gerçekten bu kaynakları düşürebiliyor. Daha geniş açıyla çekim için wide lens'ler a

Katar Total Open 2018'de Wozniacki-Niculescu maçında ilk defa Niculescu'nun forehand'ine tanık oldum. İlk vuruşlarında zor topları slice ile çıkarıyor zannettim ama oyunun devamında klasik anlamda bir forehand'inin olmadığını ve ana forehand vuruşunun bu olduğunu anladım... Çok ilginç bir ana vuruş stratejisi. Eminim rakipleri nefret ediyordur Niculescu'nun bu vuruşundan, çünkü gerçekten irrite edici. Klüp seviyesinde bir vuruş gibi gözükse de yukarıdaki eski bir maçta görülebileceği gibi çok etkili. Follow-through'u da inanılmaz, nasıl bileğini sakatlamıyor anlamış değilim. Tam anlamıyla topu kortta tutmak üzerine kurulu, rakibin olabildiğince ritmini bozan bir strateji. Ayrıca çok sıkı bir backhand'i var. O kadar ki, normalde forehand ile sert vurabileceği vuruşlarda topu özellikle backhand'ine alıyor. Son olarak kısa boyundan da dolayı ayakları çok hızlı. Aynı ben... ;)

A ballerina like grace... A modern art show at the court. A new era of women athletism. As a side note, watching closely the Wimbledon matches, they are natural base-liners. No service & volley here... Just like the post-modern times.

Bir sonraki derste uygulayacağım bir alıştırma hakkında kısa bir yazı yazayım dedim. Groundstroke olarak gelen topa vuruş sürecimizi üçe bölüyoruz; 1. Rakip topa vuracakken, split step yapmanın faydalarını daha önce Newton'ta atıfta bulunarak yapmaya çalışmıştım. Bu cepte. (SPLIT) 2. Rakibin topu kortun bizim tarafımızda sekiyor. Bu da cepte. (BOUNCE) 3. Son olarak vuruş anımız. Bu da sürecin sonuncu adımı. (HIT) Oynarken bütün bu ana durumları, tam oluştukları zamanda , sesli bir şekilde söylüyoruz. Yani sesli bir şekilde olaylar gelişirken; SPLIT, BOUNCE, HIT diyoruz. Bu bizim oyunda kalmamızı ve konstrasyonumuzu üst seviyede tutmamıza yardımcı oluyor. Volley'ler için de yapılabilir. SPLIT, HIT :)

Ters servis (reverse service) ilginç bir servis kullanma tekniği. Ayak pozisyonundan, topun farklı tarafına vurmaya, dolayısıyla topun düştükten sonra aldığı yöne kadar çok ilginç bir servis tipi. Aslında normal slice servisin tam tersi. Spin topun dışına değil içine vurarak veriliyor. Dolayısıyla topa verilen side-spin normal slice'a göre tam ters yönde. Zaten keskin bir şekilde kortun dışına giden top, sektikten sonra base-line çizgisine varana kadar kortun daha da dışına yönleniyor. Karşılayan için çok zor.

Aşırtma vuruşlar (lob) yapmam gereken en zor vuruşlardan biri. Çünkü baskı altında doğru kuvvetle bu vuruşu gerçekleştirmek gerçekten zor. Zor bir durumda topu rakibi zora sokacak şekilde karşı tarafa geçirmenin yanında, bize kazandıracağı zaman da çok önemli aşırtma vuruşların. Bu açıdan da bakıldığında defansif bir vuruş çeşidi. Vuruşun zorluğu bir yana, bir çok farklı çeşidinin olması da ilk bakışta gözden kaçabilecek bir detay; forehand underspin/topspin/normal aşırtma backhand underspin/topspin/normal aşırtma volley aşırtma  half-volley aşırtma Belki de en önemli konu vuruşu, çeşitlerinden bağımsız olarak, rakibin backhand'ine, baseline'a derin yapmak.

Doğru fırsat geldiğinde fileye yaklaşmak gerekiyor, çünkü bir çok avantajı var. Birincisi tecrübesiz bir rakibe karşı oynadığımızda onu hataya zorlayacak baskı kuruyoruz. İkincisi lob veya etkili bir passing shot gibi hata oranı yüksek vuruşlara zorluyoruz. Bir diğer avantaj fileye yaklaşan bizim için geçerli. Fileye yaklaştıkça kortun geometrisi gereği vuruş açımız, dolayısıyla seçeneklerimiz artıyor. Aşağıdaki resim bu açının nasıl arttığını gösteriyor. Yanlız bugünkü derste başıma gelen bir detaydan bahsedeyim. Servis çizgisine gelen kısa topa hareketlenip, yere yakın bir slice ile rakip alana gönderdim ve fileye doğru yaklaştım. Ancak Oğuz hoca topu attığım yere yakındı ve etkili bir vuruşla yanımdan uzanamayacağım bir şekilde winner gönderdi. Hatam yaklaşma vuruşumun etkili olmamasıydı, en azından derin, rakibin ayağına doğru veya daha riskli bir şekilde daha sağa veya sola atmam göndermem gerekiyordu... 

No Man's Land rakibin vuruşunu beklemek için kesinlikle bulunma ma mız gereken bir bölge. Çünkü bu bölgeye gelen topa vurmak half-volley gerektireceğinden etkili vuruş çıkarmak ciddi bir el-göz koordinasyonu yani kısaca yetenek gerektiriyor. Aşağıdaki kırmızı çizili alan No Man's Land. Genellikle burada yaptığım vuruşlardan sonra fileye yaklaşmak yerine hemen baseline dışına çıkıyorum. Çünkü yaptığım vuruşlar etkili yaklaşma vuruşları olmuyor. Ancak okuduğum bir prensipten bahsedeyim. Baseline'ın arkasındayken veya smaç vuruşları hariç kesinlikle geriye değil öne doğru gidin diyor... Haksız da sayılmaz. No Man's Land alanında yakalanmamak için kolay bir kural. Bunu destekleyecek, izleyerek tecrübe ettiğim başka bir konu da, fileye yaklaşan oyuncuların puanı almaya daha yatkın olmaları. Özellikle yaklaşma vuruşu sonrası, ikinci volley'lerde. Bu konu hakkında başka bir yazı yazacağım.

İkinci servisin kadar iyi tenisçisin diye bir söz varmış... Uygulamayabildiğim etkili bir ikinci bir servis stratejim olmadığına göre bu kısa yazıya burada son vermeliyim sanırım. :/ Ama anladığım kadarı ile ikinci servisin daha yavaş kol salınmı ile ilgisi olmaması gerekiyor. İlk bakışta akla en yatkın gelen şey bu olsa da. İkinci serviste amaç; daha çok top spin vererek, topu fileye değmeyecek şekilde daha yukarıdan gitmesini ama Magnus Kuvveti yardımı ile rakibin servis çizgisinin içine doğru alçalmasını sağlamak. Bunu yapabilmek için 2-3 nokta var ama en önemlilerinden biri topspin verebilmek için, topu havaya fırlatırken daha çok sola doğru göndermek. Aşağıdaki ikinci resimde olduğu gibi... Güzel de, topa o noktada vurmak için esnemek gerekiyor. Ve sadece el-kol esnekliği değil, vücudun komple esnemesinden bahsediyorum. O esnekliyi yakalayabileceğimizi düşünerek korta çıkıp bu hareketi denememek lazım kesinlikle, ne kadar iyi ısınsak bile... Öncelikle tek diz yerde, ve ra

Diyelim ki, crosscourt rally yaparken rakipten top biraz havadan ve kısa geldi ve biz cevap olarak yaklaşma vuruşu volley'i seçtik. Volley'i nereye göndermeliyiz? İki extreme seçeneğimiz var. Derin olmak kaydıyla birincisi paralele, diğeri de çapraza. Rakibin muhtemel cevaplarına göre hangi seçimin doğru olacağına karar verelim. Aşağıdaki çizime göre rakip yine extreme olarak A veya B vuruşlarını seçecektir; A cevabı bizim için doğru pozisyon almanın zorluğunun yanısıra, top daha kısa bir mesafe kat edeceğinden bizden zaman çalacak , dolayısıyla reaksiyon zamanımız yeterli olmayabilecektir. B cevabında ise doğru pozisyon almamız daha kolay olacaktır. Ayrıca bizim için daha az koşu gerektirecek ve rakibin o bölümden paralel'e top göndermesi çok daha zor olacaktır. Bu da rakibin normalde seçeceği cross court vuruşun uzun olmasından dolayı bize daha fazla reaksiyon zamanı bırakacaktır. Yani zaman kazanacağız . Buradan geriye dönersek, yukarıdaki çizimde doğru v

Zaman kazanmak ve rakipten zaman çalmak. Oynadıkça ve stratejiler ile ilgilendikçe bu iki konunun ne kadar önemli olduğunu anlıyorum. Örneğin zor toplarda en önemli şeylerden biri zaman kazanmak. Neden? Çünkü vuruş sonrası doğru pozisyon için zaman kalmayabilir. Örneğin cross rally esnasında rakibiniz, kötü bir topunuz veya kendi yeteneği ile paralele derin bir top atmayı başardı. Ki böylece hem tempoyu değiştirdi, hem zayıf backhand'imize topu attı, yetmezmiş gibi bir de bizi sağa çekerek kortu açmayı planlıyor. Bu noktada nasıl bir dönüş yapmalıyız? Topa yetişmek için hızımız, bizi abartılı bir vuruş seçmemiz konusunda yanıltmayacak kadar sakin kalabiliyorsak, yapmamız gereken en akıllıca vuruş bir sonraki pozisyonumuzu rahat alabileceğimiz şekilde zaman kazanmak. Zamanı da, çok kaliteli olmasa da biraz havadan ama derin ve rakibin sahasının orta bölgesine bir top göndererek kazanabiliriz. Önemli noktalar, düştüğünde zıplayacak, derin ve hata marjinimizi düşük tutabileceği

Tutuş şekilleri ve vuruş pozisyonları topun nereye ve nasıl gittiği ile ilgili. Zaman geçtikçe doğruyu görsem bile değiştirmek zor olacağından, öğrenme aşamasında elimden geldiği kadar geri bildirimleri uygulamaya çalışıyorum. Güzel olan, uyguldığımda daha rahat ve etkili vuruşlar yapabildiğimi gördüğüm eleştirileri benimsemek çok daha kolay. Confirmation Bias. Bir örnek... Tek el backhand için kullandığım grip şekli continental'dı. Oğuz hocanın uyarısı ile, (sağlaklar için) continental'ın sol tarafındaki çıkıntıya işaret parmağımın boğumunu koyduğumda biraz daha rahat vuruşlar yapabildiğimi farkettim. Daha önce de duymuş ve okumuştum, vuruş tiplerinde rahatladıkça tutuş biçimlerinde ufak değişiklikleri denemek gerekiyor. Yanlız burada ekstra dikkat edilmesi gereken bir noktaya değineceğim. Bazen yaptığımı düşündüğüm , aslında uyguladığım tutuş şekliyle aynı olmuyor. Yani continental tuttuğumu düşünüyorum backhand slice'larda ancak uygulamam eastern'e daha

Her sporda çoğunluğa uymayan teknikleri kullanan sporcular vardır. Ama bu derecede farklılığı futbolda veya basketbolda göremeyebiliriz.  Karşınızda iki saplı tenis raketi. İlk gördüğümde şaka zannettim ama bu raket hem pazarlanıyor hem de kullanılıyor. Aşağıdaki video US OPEN 2012 çiftlerden...   Dahası da var...