Deuce Korttan Notlar

Genellikle reakreasyonel oyuncular olarak ikinci servislerimiz pek güçlü olmuyor ve sektikten sonra servis çizgisinin biraz ilerisine düşüyorlar. Karşılama pozisyonumu buna göre alırsam, etkili bir backhand veya forehand vurabiliyorum. Ancak riske girmeyip (çünkü bazen karşılamamız gereken ikinci servis de riske girilip sert gönderilmek istenebiliyor) karşılama pozisyonumu bu kadar ilerde almazsam, daha çok return olarak volley seçiyorum. Bu gibi durumlarda vuruşum derin veya etkili olmazsa berbat bir duruma sokmuş oluyorum kendimi. Bu örneği volley'lerle ilgili bir kuralı vermek için verdim; ilk ve ikinci volley'ler. Genel kural şu şekildeymiş; servis çizgisi ile baseline arasında yaklaşma vuruşu olarak kullanılabilecek ilk volley hemen sayı almak (winner) için kullanılmamalı. Bu vuruş daha çok rakip için karşılamayı zora sokmak ve kötü bir return'e yol açmak için kullanılmalı. Sayı almak için ikinci volley kullanılmalı. Bu durum 70'ler ve 80'lerde bu şekilde

Son yedi aydır bazı aralıklarla izlediğim video'larını sunan YouTube kanallarını listemek istedim. Liste aslında çok uzun (PowerTennis, FeelTennis, TopTennis, TennisNow, EssentialTennis, OnlineTennis, TopSpeedTennis, TotalTennis, ...) ama kısa yazı için aşağıdakiler yeterli. Vuruş tekniklerini ve stratejileri göstermeleri bakımından aşağıdaki kanallardan çok faydalandığımı belirtmeliyim. Özellikle normal hızda çekilmiş HD video'lar için YouTube'un Speed özelliğini kullanıp, hızı düşürerek izlemenizi öneririm. İlk ve ikinci kanallar gerçekten iyi... https://www.youtube.com/user/TENNISDRILLSTV https://www.youtube.com/user/TennisMindGame https://www.youtube.com/user/CoachKyril https://www.youtube.com/channel/UCeCmnibUIaXUI1WEbUO7lVw https://www.youtube.com/user/intosport/videos https://www.youtube.com/channel/UCNOhED7RHmzzoxS3YnAUwPQ https://www.youtube.com/user/JPMcLennan/videos [18.05.2018]  https://www.youtube.com/user/canadatennis11/videos [19.05.2018]  https

Birden fazla kez , rakip topa vurduğunda kortun No Man's Land olarak adlandırılan bölümünde bulunma ma mız gerektiği konusunda bişeyler yazmaya çalışmıştım. Aklımın bir kenarında "profesyonel bir teniş oyuncusu hiç bu alanda kalıyor mu?" sorusu vardı. Genellikle profesyonel :) ve hızlı olduklarından uzun zamandır karşılaşmadım. Sonunda böyle bir kareye denk geldim ve tahmin edin kim? Serena Williams... Osaka ile karşılaşması esnasında aşağıdaki görüntüyü yakaladım. Osaka'nın return'ü esnasında (top filenin üstünde), Serena çok ama çok yanlış yerde. Tam da bu nedenle puanı kaybediyor. Ekran görüntüsünde aşağıdaki youtube video'sunda bu pozisyonun hangi dakikada olduğu geçiyor. Ek olarak, maç sonunda Osaka'nın rakibine saygısını takdir ediyorum.   

I've always keen on reading hard copies. This of course doesn't mean that I don't like ebooks, whose related software technology btw forms the basis of my professional life. I have to admit that ebooks are easy to handle and fun to read anywhere you go, like moveable feasts; eating in restaurants, lying down or driving the car. Not the last one, that was a cold joke. But I'm a human that experienced the technological shift from the hard copies to soft books. Soft books are cheaper, too. But I loved reading hard copies in my childhood to adolesence, so it sticks with me. Anyways, long story short, the tennis books (and more) I ordered have arrived. I'll try to give my detailed impressions, contemplations later on these, however, here are the first ones; The bottom one, the Physics and Technology of Tennis, seems to be a textbook. Oh, i loved that. I had low expectations on String Theory but reading a few pages, that seemed to be fruitful literature. Tenn

Çekimlerde telefonu ucuz ve kalitesiz lenslerle kullanmak yerine GoPro kadar pahalı olmayan başka bir aksiyon kamerası kullanmaya karar verdim. SJ5000X Elite. El yordamı ile yaptığım kort tellerine asılabilen aparat ile beraber ilk çekimi bugün yaptım İlhan ile maç yaparken. 1080P 60FPS ile görüntü kalitesi fena değil. Firmware'i en güncel haline getirsem de ses kalitesi iyi değil ama çok kötü de değil. Slow motion iyi değil, çünkü - x2 hızı ile ancak 720P ile çekim yapabiliyor. -x8 ise daha da kötü. Bir sonraki maçta 4K çekimi yapmaya çalışacağım. Belki VLC Media player veya buna benzer bir araçla bu çekim üzerinden yavaş çekim çıkarmaya çalışırım.

Topun servis çizgisine yakın bir yerde sektiğini düşünürsek, half-volley ve normal ground-stroke'larda raketin yere göre açısını ve raket kafasının vuruş esnasındaki momentumunu çizmeye çalıştım. Hangi vuruşu ne zaman yapabileceğimiz tamamıyle pozisyonumuza bağlı. Örneğin topa en iyi topspin'i verme şansımız 4üncü vuruş şeklinde mevcut. Çünkü top yere düşerken ve raket yukarı doğru çıkarken raket telleri topla alan ve zaman olarak daha fazla etkileşimde bulunacaktır. Aynı durum 2inci vuruş şeklinde pek mümkün olmaz, çünkü daha bu durumda topla raket telleri daha kısa bir buluşma gerçekleştirir. 3üncü vuruş en tepede (omuz hizası) olması itibarı ile en etkili vuruş biçimi olarak görülebilir ancak over-head smash dışında kolun bu noktada kontrolünün çok zor yapılabileceğini düşünüyorum. Bu noktada çoğu zaman raketi semi-western ile tutup, soluma doğru wind-shield wiper hareketi ile yönlendirmeye çalışıyorum. Zor bir vuruş. 2inci vuruş şekli ise

Geçen derslerde Oğuz Hoca yavaş denilebileek hızda topları gönderirken, beni topla olması gerektiğinden aşağıda buluştuğum konusunda ikaz etti. Pozisyonumu rahatlıkla alabilecekken dizlerimi büküp topu aşağıda karşılıyordum. Bu da gönderdiğim topların nette kalmasına neden oluyordu çünkü yeterince topspin versem bile raketi yukarı hedeflemekte zorluk çekiyordum. Topun geliş yörüngesine göre Cin Ali pozisyonuma yandan baktığımızda, raketin orta noktasına yakın (sweetspot) yeri ile vuruş yapmak istediğimi düşünecek olursak, ya topla biraz daha önde buluşmalıyım veya dizlerimi bükerek kendimi arkada ama yere yakın tutmalıyım. Demek ki ben ikincisini seçiyordum... Hızlı toplarda buna ihtiyacım oluyor ama normal toplarda ne kadar bel hizasına yakın vuruş yaparsam, karşıya etkili top göndermem o kadar olası. Aynı şeyi yaklaşık 15 sene önce Badminton oynarken de bir arkadaşım söylerdi. Topla ne kadar yukarıda buluşursan o kadar iyi... Dolayısıyla pozisyonumu daha iyi almam gerekiyor. T

Hangi dalda olursa olsun, orjinali İngilizce kelimelerin Türkçe'ye çevrilmesi her zaman zor olmuştur. Profesyonel yaşamımda bu durumla çok defa karşılaştım ve çoğu zaman anlaşılması zor ve hatta kabul görmeyen zorlama çeviriler ürettim. Hala bazen takılsam da, bir müddet sonra bu çabadan vazgeçtiğimi söylemeliyim. İlhan, Osman Kermen'in çok önemli tenis kitabı "Tenis Teknik ve Taktikleri"nden Türkçe örnekler verdiğinde 5-6 sene önce bu kitabı karıştırdığımı ve yaşadığım zorluklar aklıma geldi, özellikle "Kaçara" kelimesini gördüğümde... Bu çevirilerden bir kaç örnek vermek istedim; Ground-stroke: Kaçara Volley: Uçara Forehand: El önü Backhand: El arkası Topspin: Üstten eğirim  Underspin: Alttan eğirim Slice: Kesme Rally: Varan-Gelen Flat: Düz Osman Kermen hocanın kendisi de makalelerinde zorluklar yaşamış. Örneğin aşağıdaki 1991 yılında ingilizce terimleri ile beraber kaleme aldığı yazısını okumak gerçekten zor. http://besad.org/index.php/B

Eylül ayında bu oyuna adam akıllı başladığımdan beri dikkat ettiğim bir konu var. Vuruş esnasında raket hareketindeki kesintisizlik... Sadece klasik ground-stroke'lar veya servisten bahsetmiyorum. Volley veya drop-shotlar da bile raket hareketinin sert bir kesintiye uğramadığını görebilmek mümkün. Raketin bu şekilde kesintisiz hareketinin (follow-through) önemli bir çok nedeni olduğunu kestirebiliyorum; Bacaklardan gelen kuvvetin kesintisiz bir şekilde topa aktarılması Vuruş sonrası pozisyonun daha rahat alınabilmesi ( Newton'un birinci prensibi ) Olası sakatlıkların engellenmesi Teniste hemen hemen bütün vuruş tiplerinde bu follow-through durumunu görebiliyoruz; servis, volley, slice... Bazı vuruş tiplerinde follow-through çok daha uzunken (örneğin ground-stroke'lar), diğer bazılarında daha kısa (örneğin drop-shot, half-volley). Follow-through'ların bazıları öne doğru uzarken bazıları da keskin bir şekilde yukarı doğru olabiliyor. Federer'in çok hızlı gel

Topun kendi çevresinde rotasyonunun (spin) yörüngelerine etkisi gerçekten ilginç bir konu bence. Hep "normal şartlar altında"'lara maruz kalmış bir öğrenci olarak, teniste farklı etkilerin tepkilerini görmek hem şaşırtıcı hem de analiz etmek için gerçekten kafa yorucu bir alıştırma. Kısa keseyim. Aşağıdaki resim benim düşünceme göre aynı açıyla ve hızla gelen bir tenis topunun yer ile teması sonrası gidiş hız ve açılarının birbirleri ile ilişkilerini gösteriyor. Geliş hızı, rotasyon hızı, tenis topunun esnekliği ve tabi ki çarptığı zeminin farklılıkları bu ilişkileri değiştirebilir ama bambaşka sonuçlar çıkarır mı emin değilim. Hatta gerçekçi olmak gerekirse, bu ilişkileri çıkarırken demin bahsettiğim kriterleri aklımda bazı durumlarda maximuma çıkardım veya bazı durumlarda minimuma indirdim ki daha anlaşılır bir bakış açısı versin... Örneğin geliş açısını 90 dereceye çıkarmak veya 0 dereceye indirmek gibi. Aynı şekilde geliş hızını 0 m/sn'ye indirmek gibi...  

Oyun esnasında topa odaklanmamın vuruş esnasında raketin doğru yeri (sweet spot) ile topu buluşturmamda büyük etkisi olduğunu daha önce yazmıştım. Doğru pozisyon almamı etkileyen unsurların başında ise rakibi izlemek geliyor. Topa veya kendi hareketlerime odaklanmam, bazen oyunumu etkileyecek bir o kadar önemli başka bir etkeni kaçırmama neden oluyor. Rakibin raket hareketleri... Teniste dikkat edilmesi gereken bir çok önemli nokta var ki, bu nedenle pratik sayısını arttırarak cevapların hızlı bir şekilde verilmesini sağlıyoruz; sayısız vuruş alıştırmaları, oyunlar, karşılıklı top göndermeler... Vuruş seçimi, tutuş biçimi, vuruş hareketleri konusunda kendimizi biraz daha rahat hissetmeye başlar başlamaz rakibin hareketlerine daha fazla odaklanmamız gerekiyor. Çünkü karşıdan gelen topun hızı, uçuş yörüngesi, sektikten sonraki hareketi rakibin raketini nasıl savurduğu ile ilgili . Bu da doğal olarak doğru pozisyon almamız ve vuruş biçimi seçimimizde en önemli saha içi etkenlerden

Daha ilk siparişler gelmeden, mantıklı duramadım ve daha fazla kitap almam gerektiğini düşündüm. Son bir iki haftadır tenis ilgili olguların fizik ve geometri ile açıklamaları üzerine kafayı takmış vaziyetteyim. Bu konu hakkında daha önce de 3-5 kısa yazı yazmaya çalıştım ama bu sefer ustaları konu hakkında neler yazmışlar merak ediyorum.  - Technical Tennis: Racquets, Strings, Balls, Courts, Spin, and Bounce - Rod Cross  - Tennis Science for Tennis Players - Howard Brody  - The Physics and Technology of Tennis - Howard Brody, Rod Cross, Lindsey Crowford Öz izlemelerine ve yazdıkları makalelere bakarsak, özellikle sonuncusu içerik bakımından ağır olabilir. Ama fizik ve tenis anlamında bunlar sanırım referans kitapları. Rod Cross'un özellikle tennis-warehouse'daki yayınlanan çalışmaları gerçekten iyi.

Malum tenis minimum hata yapma sporu. Basit maçlar bile yapıyor olsam, "winner"lardan çok çok daha fazla "unforced error"larım olduğunu görüyorum . Durum böyle olunca hatalarımı minimuma indirme yollarını aramaya çalışıyorum. Vuruş ve pozisyonlamamı geliştirmem gerekliliğinin yanında daha başka bir çok şeye dikkat etmem gerektiğini görmek çok zor değil. Onlardan biri topun yönünü değiştirmek istediğimde, amacımın aksine topu kort dışına veya çiftler koridoruna göndermemek. Hadi biraz tenisin fizik ve geometrisine bakalım. Öncelikle hareketsiz ama elle tutulmuş bir rakete topun beta açısı ile geldiğini düşünelim. Beklenen aşağıdaki gibi aynı açıyla (alfa) farklı yöne devam etmesi. Maalesef... Ne de olsa, orta okulda öğrendiğimiz gibi aynadan yansıya ışın değil bu... Aslında olan, raketin elle tutulması (yani enerjinin bir kısmının rakete, elimize, kolumuza geçmesi) ve raket tellerinin esnekliğinden ve oluşturdukları sürtünmeden dolayı daha küçkü bir açıyla d

Sonraki ay elime geçecek şekilde 4 kitap aldım; String Theory - David Foster Wallece Tennis Anatomy - Mark S. Kovacs Tennis Fitness for the Love of it - Suzanne Mc.Gee Winning Singles Strategy for Recreational Tennis Players - Gerry Donohue Önce bunları bir inceleyelim, başka ebook kitapları da var, onları da almayı düşünüyorum. İlk kitabın stratejik veya teknik bir şey katacağını düşünmüyorum ama ismi bile çekici. Hem de Bill Gates'in dediği gibi okurken karizmatik de durur... Yani belki.