Deuce Korttan Notlar

There was a song of Rolling Stones that goes by "Time is on my side, yes it is...". Well, that's sooo incorrect in tennis. In a typical match or even in an open session, it's really hard to fully prepare for a quality shot, be it a ground-stroke or dropshot or serve. During the drills, hitting the ball may come easy since everything is like slow-motion and we are The Flash. But as soon as the feeder goes into the other side of the net, then the real story begins. :) It gets hard to unit turn, back-swing, following the ball and having the best contact point with the follow-through. And I mean really hard. İlhan is getting pretty good at his serves and forehands, so that I have to act more quickly to get prepared for a medium quality shot. Those sometimes end up with only sending the ball to the other side of the net... Pfff. But then again as long as I catch it, I can still control the contact point and the follow through. What I have to do is paying attentio

Rekreasyonel oyuncular olarak en büyük problemlerimizden biri de ayaklarımızın çok hızlı olmaması. Bunun için hem yaşımız çok uygun değil hem de sporcu bir geçmişimiz yok. Dolayısıyla kortun geometrisini her şekilde avantajımıza kullanmamız rakibi zora sokmamızı ve daha fazla sayı almamızı sağlayacaktır. Öncelikle cross-court oynamanın birden fazla avantajı olduğunu biliyoruz. Onlardan biri de filenin orta kısmının nerdeyse 13cm daha kısa olması. Yani bu demek oluyor ki, sert olmayan ama fileyi çok da aşmayacak şekilde kortun kenarlara göndereceğimiz toplar rakibi gerçekten zorlayacaktır. Bu tip uzak toplara koşma hevesimin beni sonrasında çok yorduğunu biliyorum. Bu demektir ki bu vuruşlarla en kötü ihtimalle rakibi 2-3 sayı ödün verip yorabiliriz. Hele hele koşmayan bir rakibe karşı az efor harcayarak kolay sayılar almamıza yarayabilir bu tür kenar topları. Dikkat ederseniz topla buluşma kortun kenarlarına yaklaştıkça, vuruş açısı da bir o kadar keskinleşebiliyor.

Diyelim ki rakip ad-court'tan servis kullandı ve topu bir şekilde forehand'ine doğru return ettik. Daha sonra rakip forehand'i ile topu bizim deuce-cort'umuza doğru ancak koşarak vuruş yapabileceğimiz uzaklığa gönderdi. Bu durumda ana olarak iki seçeneğimiz var. Ya "madem koşuyorum hızlıyım, ben bu topu aynı sertlikte çeviririm" deyip, sağlam bir forehand çıkarmaya çalışacağız. Veya "sağlamcı davranıp, bu topu yavaş ama derin bir lob ile karşıya gönderip, tekrar avantaj kazanmaya çalışmalıyım" şeklinde bir düşünce yapısıyla aksiyon almalıyız. İlk seçenek cesur ve daha agresif. Tam da bu nedenle unforced-error'e daha açık. Topun yüksekliği, topa yetişme durumumuz bu opsiyonu seçmemiz için bizi motive edebilir. Ayrıca bu vuruş daha eğlenceli. İkinci seçenek daha sağlamcı ve kaybettiğimiz avantajı ele almamıza yarayabilir. Biraz ödün vererek, daha sonraki vuruşta eğlencenin tadını daha çok çıkarabiliriz. Çünkü rakibin backhand'ine gönderec

Now I don't use the "wayout" in its first meaning, which is unconventional. I could have, however, this is a 400 years old sport so I really shouldn't. I use the word for its second meaning; an exit . I'd tried a few sports in the past such as football/soccer, badminton, basketball, table tennis etc. and all as amateur. They are all great sports just like tennis and I'd enjoyed them all. Obviously, some of them are collective and some are not. Football, basketball have helped me to integrate well as a teammate and badminton, table tennis have helped me to increase my self-esteem. But, at this age, I see tennis as an exit strategy from all the real and virtual struggles of my life. Not only this. Working without proper body movement is an endless routine to most of our health problems. I've suffered from these specific side effects all my life and that definitely should not continue. I see any kind of sports involvement as a positive change of life

AppStore'a "tennis" yazdığınızda gelen uygulamaların çoğu oyun. Eminim içlerinde güzel oyunlar vardır ama tenis oyunumuzu geliştirmek için kullanabileceğimiz farklı uygulamalar da var mı? Anladığım kadarı ile oyun dışında uygulamaların çoğu maç yönetimi (puan durumu, istatistikler vb.) ve servis hızını hesaplama ile ilgili. Bu arada söylemeliyim ki 2-3 tanesi dışında diğerlerini henüz indirip kullanmadım. Akıllı telefonunumu bir uygulama çöplüğü olarak kullanmayı sevmiyorum.  Öncelikle Türkçe bir uygulamadan başlayalım. Etrafınızda tenis oynamak isteyen kişileri bulabileceğiniz bir uygulama Tenis360. RacquetTune, tenis raketinizin kordaj gerilimini devamlı olarak ölçmenizde işinize yarabilir. Raketin kordaj gerginliği vuruşların kalitesini çok ama çok etkiliyor.  Tenis kurallarını index şeklinde anlatan bir uygulama, Tennis Rules for Club Players. Tenis maçlarınızda puan durumunuzu ve istatistiklerinizi tutabileceğiniz uygulamalardan bazıları; TennisCor

I had a Babolat tenis racket some 5 years ago. And as far as I remember, and I'm like a fish when it comes to memories, that really felt good. Two days ago, I checked out Babolat Play Pure Drive 2018 in a local store with my friends and again that really looks cool :) At first sight it's expensive, that's for sure. And I have to wait a little longer for Satoshi to catch up for buying that beast. The "Play" feature is an integrated chip which measures your strokes just like Babolat Pop . But with this racket there's no need to wear an extra gadget for doing so. The weight is 300gr unstrung and I thought that would be heavy. But Oğuz Hoca says the lighter ones are for the girls :)) That's an encouraging statement. The problem is I don't need one. The Wilson ProStaff 100LS has all I need, but still, I want THAT RACKET... :/ Come on Bitcoin...

İsviçreli bilim adamlarının ölçümlerine göre Sharapova'nın maç sırasında çıkardığı ses seviyesi 100 desibel'in üzerinde olabiliyormuş ("İsviçreli bilim adamları" kısmını attım). Helikopterlerin çıkardığı sesin bu seviyelerde olduğu düşünülürse karşısında oynayan rakibi bırakın, izleyen seyirciler veya top toplayanların bile nasıl bir eziyete maruz kaldıklarını anlayabiliyorum. Anlaşılan 2012'de o kadar ciddi bir rahatsızlık olmuş ki kamuoyunda, bir ses seviye ölçme cihazı (grunt-o-meter) kullanıp belli bir seviyeyi aşan oyunculara ceza vermeyi tartışmışlar. Ha bu arada sadece kadınlar değil, erkekler de bu oyunu çığlık çığlığa (gerçi buna daha çok bağırma veya hönkürme de diyebiliriz) oynayabiliyorlar. Aşağıdaki çok komik bir örneği mesela bunun. Oynarken ses çıkarmanın fiziksel bir açıklaması veya en azından bir tartışması var. Örneğin ciğerlerden gelen bu ani hava çıkışının, vuruşların %4 oranında daha hızlı olmasına neden olduğunu söyleyenler var.

I'm not physically very strong by nature. In contrast tennis is a very demanding sport. By time, through several training sessions, drills and open sessions, I have gained some endurance. For example, my small injuries tend to heal quicker than before. I can run more and act fast for an average engineer guy like me. This paragraph will be a stray from what I intended to write in this post. Bu here it goes... My tennis adventure was always aimed to interact more with people and living a healthier life as opposed to be a competition player. And of which I, so far, actually achieved. I met with great humble and good willed people. Anyways, still after every session and before I get problems with some parts of my body (And I'm aware that I'm a little bit picky about all these...). Here's the list; right arm wrist   right lower arm muscles right hand fingers left arm elbow right leg knee (the back part), hip, calf and ankle left leg calf and ankle upper back (sc

Tenis ayakkabılar için inanılmaz kötü bir spor. Kullandığım tenis ayakkabım Adidas'ın bayağı iyi modellerinden biri ve çok uzun zamandır bende. Ve daha da uzun zaman bana dayanacağını sanıyordum (hep böyle düşünürüm zaten). Ama son 7 ayda daha önce hiç oynamadığım kadar tenis oynadığımdan, geçen hafta bir baktım uc tarafı bitmiş. İşin ilginci sağlak olmama rağmen (hem el hem ayak), bu erime sol ayakkabımda söz konusu. İşte bu nedenle tenis ayakkabılarının ucu ve arkaları daha kalın malzemede yapılıyor.   Tabi bu problem yeni bir ayakkabı arayışına itti beni. Gerçi itiraf etmek gerekirse, iyi ayakkabıların fiyatı öncelikle "tamir edilebilir mi?" sorusunu sordurmuyor değil ama bilemiyorum, çok cimri de gözükmek istemem ;) Neyse, öncelikle ne bulunduğum yakada ne de karşı yakada bir sürü mağaza gezmeme rağmen doğru dürüst birşey bulamadım. Yani aslında var ama 500TL civarlarında. İlhan AliExpress öneriyor ama bir de Oğuz hocadan fikir alacağım Paza

This is my by far the most beloved exercise. I don't know why but I do it after every tennis game, match or open session. I pay attention to my flat posture during the entire exercise. Now, I can hold like this upto 2 minutes, for which they say after 1,5 min doesn't have any more benefits and again for which I disagree. Nevertheless I usually leave it at 1,4. This exercise is for mainly rectus abdominis, internal/external oblique, erector spinae muscles. By the way the photo is not mine but close... ;) That was for the curios.

Hani "ikinci servisin kadar iyi tenisçisin" sözü varmış ya, bence klüp oyuncuları için bu söz daha çok şu şekilde "backhand'in kadar iyi tenisçisin". Rekreasyon oyuncusu olarak öğrenilmesi ve kalitesinin belli bir yere getirilmesi en kolay vuruş biçiminin forehand olduğunu düşünüyorum. Backhand ise hep ikinci planda kalıyor ama iyileştirilmesi gereken en önemli iki vuruşun birisi forehand ise diğeri backhand. Yukarıda Novak Djokovic'in çift el backhand'ine tanık oluyoruz. Bir forehand için nasıl Federer örnek gösteriliyorsa, bence çift el backhand için de Djokovic. Raketi kısa sürede açması, kollarındaki kırık olmayan halin vuruş sürecinde bir koldan diğerine geçmesi, topla buluştuğu yer, sağ ayağını öne doğru atarak gerçekleştirdiği ağırlık transferi, vücut rotasyonu, kafanın top raketten çıktıktan sonra bile bir süre vurduğu yerde kalması (ki topu çok iyi izlediğini gösteriyor) vb. vb. Backhand'imin bir silah olacağını düşünmüyorum ama bir u

Son 6-7 senedir telefonlar dışında da "akıllı" cihazlar popüler olmaya başladı. Hatta bu cihazların bir birileri ile konuşup anlaşmaları (IoT) her alan için yepyeni alternatifler, hızlı ilerleme ve iletişim becerileri sağlamaya başladı. Tenis de bu alanlardan farklı değil ve akıllı cihazlar son 4-5 senedir bu oyunun bir parçası olmaya başladı bile. Bir çok tenis ürün markası oyuncuların yeteneklerini ve ilerlemelerini izleyebilecekleri uygulamalar ve akıllı cihazlar geliştiriyorlar. Bazı akıllı cihazlar raketin bir parçası iken, bazıları ise daha modüler. Bu cihazlardan biri Babolat Pop. Kısaca bileğinize taktığınız bu çip, oyun esnasında yaptığınız hareketleri anlıyor ve saklıyor. Daha sonra telefonunuzla senkronize olup bu bilgileri mobil uygulamasına yüklüyor. Uygulama bu ham verilerden akıllı bazı çıkarımlar yapıyor, ayrıca eksiklerimizi ve artılarımızı görmemizi sağlıyor. Hatta bu verileri internete yükleyerek başkaları ile kendimizi karşılaştırabilmemizi sağlıyor ve b

Here's a few riskfree, robust but definitely nofun strategies for club players like me; Don't change the direction of the ball. Be like a mirror and kill your opponent out of boredom. Send the ball deep. Be a moon-baller, everybody will like you. Don't execute steep angle hits. Always send the ball back in, no matter how slow the shot is... Don't try to mess with physics or geometry or your own abilities (or inabilities for that matter). Always  Play high percentage tennis, never take risks When you are unbalanced, try lobs. Big, ultra-high never dropping lobs. I should follow them in order to improve my game and keep motivation by getting some more points, however, they are hard to follow emotionally. Moreover, they will increase the bore level of my already somewhat dull life. Pfff. 

Eskiden raket sporları ile uğraşan birinden oyunu (badminton) nasıl öğrendiğine dair bir cümle duymuştum. Bize "ilk başladığımızda iki üç ay hiç raket kullanmadık" diyordu. O zaman çok garip gelmişti çünkü oyunun kendisi raket ve toptan ibaret. Onlarsız oyun nasıl öğrenilebilir... Ama kondisyon ve ayak oyunlarının önemini kavradıkça, bu durumun çok da mantıksız olmadığını düşünmeye başlıyorum. Bir sürü şeyin yanında pozisyon almanın da çok önemli olduğu teniste, ayaklarını iyi kullanan bir oyuncunun avantajını anlamak zor değil. En bilindiği sanırım split step . Başka bir örnek shuffle step; yan veya öne çapraza doğru ilerlerken bir ayağını diğer ayağının yanına çekerek atılan adım. Ayaklar birbirini kesmiyor, ben yarım adım diyorum buna. Diğer bir örnek daha uzun adımlar atabilmek için ayakların adımlama esnasında, koşarken olduğu gibi, birbirini kesmesi (cross over). Nadal'ın aşağıdaki video'sunda bunları yakalayabilmek mümkün. Shuffle step, daha ince aya

İki veya üç haftadır, flat servisler için kolumu vuruş anında dışa doğru çevirmeyi ( pronation ) kararlı bir şekilde başaramıyorum. Çok iyi konsantre olunca yapabiliyorum ancak iki üç vuruş sonrası tekrar slice'a dönüyorum. Bazen de istesem de başaramıyorum, slice servis artık ciddi yer edinmeye başlamış kas hafızamda.  Tam bu esnada Oğuz Hoca'dan her zaman ki gibi sağlam problem giderici bir ipucu geldi. Continental tutuşumu flat servisler için biraz daha eastern'a çeviriyorum. Tam eastern değil, continental ve eastern arasındaki boğuma. Bu şekilde üç beş deneme yaptım ve ciddi konsantre olmadan daha rahat ve doğru flat servisler atabildiğimi gördük. Biraz reklam gibi olacak ama olsun. Servis atmaya çalışırken problemi anlamak ve çözüm bulabilmek için etrafımda dolanıyor ve buluyor da... Pratiği fazla ve kendine dert ediniyor. Kısacası iyi bir eğitmen.

Today my racket string broke in the middle of a training. I'll probably go for 22kg as per my coach suggestion and checks out with my little experience. Low tension means more power and less stress on my arm (tremboline effect). But it also means less control and less spin which I should pay more attention anyhow. Why less spin? Because with high tension the ball traverses the strings more to create the spin effect, but with less tension the ball sinks into the string. Nevertheless, that felt good :)