Kayıtlar

Mayıs, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bilek Pozisyonu - Çift El Backhand

Resim
Forehand'i ilk öğrendiğimizde bahsedilen en önemli şeylerden biri sağ el bileğinin raket açılır açılmaz kırılarak sabitlenmesiydi. Bu şekilde sabitlenen bilek topla buluşana kadar aynı şekilde kalıyor, dolayısıyla düz ve kararlı vuruşlar mümkün oluyor. Aynı şey çift el backhand için de geçerli... Sağlak biri için sol kolumuzun ana unsur olduğu çift el backhand vuruşunda, raket açılınca sol el bileği de aynı forehand'de sağ el bileği gibi kırılarak sabitleniyor. Hatta bunun en iyi göstergesi, raket sapının altından tutan sağ el bileğinin esneyerek dışa doğru dönmesi... Aşağıda Serena Williams'ın el bileklerinde olduğu gibi... Ayrı bir not, Serena Williams'ın backhand'ini geliştirme şekillerinden biri antrenmanlarda backhand'i için solak olarak çalışması imiş... Yani sadece sol eliyle backhand vurmaya çalışması. Bir müddet sonra sağ elini ekliyormuş olaya. Bunu henüz sadece evde denedim ama gerçekten haklı gibi...

Servis ve Raket Kafa Hızı

Resim
Servis hızımı arttırmam için geliştirmem gereken üç şey olsaydı, bunlar neler olurdu? Birincisi topla buluşma anında raketi topa düz gelecek şekilde ayarlayabilmem, yani pronation'ı tam zamanlamam, ikincisi raketin kafa hızını arttırmam, üçüncüsü ise raketin ucuna yakın bir noktası ile topa vurmam. Herbirini kısa bir şekilde irdeleyeyim... Pronation 'ın etkisini biliyorum ama zamanlamasını tam olarak ayarlayamıyorum ve dolayısıyla biraz slice vuruyorum toplara. Bu da topun çıkış hızını inanılmaz ölçüde azaltıyor. Bu problemi düzeltemiyorum da... Daha çok alıştırma ve mental tasvir yapmam gerekecek.  Yukarıdaki maddeyi düşünmezsek topun hızını belirleyen en önemli şey raketin kafa hızı. Kullanılan kordaj, raketin kalitesi vb. bunlar da mutlaka etkiliyordur ama en önemlisi raketin hızı. Çünkü topun yatay hızı 0. Dolayısıyla kazanacağı en büyük yatay hızın kaynağı bizim raket hızımız. Son olarak topla raketin ucuna yakın buluşursam (en ucu değil tabi, kasnağa çarpmam

Kolu Aşağı Doğru Savur

Resim
Forehand ve backhand'lerde en önemli noktalardan biri kolun izlediği yol. Eğer topa raket hareketi yere paralel bir şekilde vuruyorsak veya vuruşun herhangi bir noktasında kolda bir duraksama varsa problem var demektir. Bu gibi durumları yaşadığımızda bir kaç ipucu ile çözmeye çalışabiliriz; Raket kafası aşağıdan yukarı doğru hareketine devam ederken vuruş gerçekleşmeli veya Kolu topa vurmak için açtıktan sonra kesintisiz ve sert bir şekilde aşağı doğru savurmalıyız (abartarak) veya Biraz ağır gelebilir ama topu bir surata benzetirsek, vuruş esnasında burnuna değil de çenesine vuruyormuş gibi düşünmeliyiz Bana öyle geliyor ki, "vuruş" kelimesi tam olarak raketimizle yaptığımız hareketi anlatmıyor. Aslında yapılması gereken şey tam anlamıyla bir "savuruş". Hatta biraz daha abartayım; umursamazca, kaygısızca, pervasız, gamsız, vurdumduymaz ve düşüncesizce bir savuruş.

Topla Aramdaki Mesafe

Resim
Hemen hemen her vuruş tipinde ama özellikle ground-stroke'larda vuruş esnasında oluşturduğum topla aramdaki yatay mesafe vuruş kalitemi çok ciddi anlamda etkiliyor. Eğer topa biraz yakın kalırsam, vucüdumu ve hatta vuruş kolumu son anda kendime doğru çekmek zorunda, eğer biraz uzak kalırsam, vucüdumu ve vuruş kolumu son anda uzatmak zorunda kalıyorum. Bu ayarlamaları zamanında yapamadığımdan vuruş kalitesi negatif anlamda etkileniyor. Bu mesafenin iyi olmamasının görünür nedenleri; iyi pozisyon ala ma mam, topun sektikten sonra izleyeceği yolu kestire me mem. Konsantrasyon, dayanıklılık, yetenek ve alıştırma eksiklikleri kök nedenler. Kendimi ve kolumu extra çekmeye veya uzatmaya mahal vermeden topla vuruş anımda kolumu rahatlıkla savurabildiğim her vuruşta yatay anlamda iyi pozisyon almışım demektir. Peki topla aramdaki mesafe kalça yüksekliğindeki toplar için ne kadar olmalı? Benim için bu rahatlık, topla vuruş anımda vucüdum ile raketin sapı arasındaki boşluğun raketi

Dört Parmak Servis - Pinky Out!

Resim
Bu kadar sert gözükmesi ilk bakışta teniste yanlış algılamalara yol açabilir. Örneğin daha hızlı vuruşlar daha sıkı tutuş anlamına gelmiyor kesinlikle. Veya daha sert toplar, vücudun kaskatı kesilerek vuruş yapılmasının sonucu değil. Tam tersine olabildiğince vücudun rahat olması, salınımın daha hızlı olmasını sağlayabilir. Yanlış anlaşılmasın, vücudun rahat olması, kasların gevşek olması demek değil. Hareketi kısıtlanmamış eklemler ve vücut parçaları (kol, bacak, bilek, vb.) kaslar yardımı ile hızlı hareket ettirildiğinde çok daha etkili vuruşlar ortaya çıkıyor. Ayrıca bu esneklik sakatlık riskini de düşürüyor. Bir çok vuruş tipinde bu rahatlığın pozitif etkilerini (veya kasılmanın negatif etkilerini) tecrübe ettim ama şimdi gelelim bir tanesine; serviste grip konusuna. Serviste salınım ne kadar rahat olursa hareket kesintisiz olacağından, Bir o kadar az sakatlanırız Bir o kadar sert vuruşlar çıkarabiliriz İkinci pozitif etki için doğru teknik çok önemli. Ama endişeden dola

Tenis Öncesi Isınma Hareketleri

Resim
Her spor aktivitesinden önce ısınmak gerektiğini biliyoruz. 4-5 sene önce iki türlü ısınma tipi olduğunu araştırmalarda okumuştum; dinamik ısınma ve statik esneme. Aslında isimlerinden de anlaşıldığı gibi dinamik ısınmada vücut hemen hemen komple hareket halinde olmalı. Asıl amaç kasların ve eklemleri gevşetmek, ayrıca kan akışını arttırarak vucüdu ısıtmak :) Statik esnemede ise hareketi sınırlayarak kalp ritmini değiştirmeden vucüdu esnetmek ("1 dakika şu pozisyonda dur" gibi.) Şimdi denen o ki, statik esneme kas gücünden %30 kadar götürüyormuş ve sportif aktivite öncesinde kesinlikle yapılma ma sı gerekiyormuş :) Spor öncesi dinamik ısınma teknikleri ise daha revaçta olan tekniklermiş. Tabi bilim bu... Bugün araştırmaların sonucu budur, yarın başka bir şey ortaya çıkabilir. Hatta son dönemlerde yukarda bahsettiğim yargılar tekrar değişmeye başlamış ve spor aktivitesine göre ikisini birden yapmanın da mümkün olabileceği ortaya çıkmış. Hatta, sıkı durun, tenis gib

All For 5 Milliseconds

Resim
Dwell time is the duration of the contact of a tennis ball with the strings of a tennis racquet. According to the research ( 1 , 2 ) dwell time of a ball on a racquet is 5 milliseconds on average. That is 5 thousandth of a second! That is a hack of a considerably short time... But come to think of it, all the preparation, execution and the post-execution is all for a PERFECT 5 milliseconds :) What do I mean? Racquets, strings, grip variations, ball types, court surfaces, the tennis shoes, the dri-fit clothes, hats, fitness, endurance, drills, videos, readings, thousands of decisions, backswings, single hands, two hands, variations, locking the wrist and other techniques, follow throughs, foot-work, inhales/exhales, tactics, strategies.... just for the right 5ms. Oh and for the happiness, self-esteem, better health, good communication and perception...

Garson Tarzı Raket Düşürüyorum :(

Resim
Garsonluk mesleği ile klişeleşmiş servis tabağı tutma şekli tenis servisleri için çok da uygun olmayan bir hareket biçimi. Çünkü bu şekilde ön kolun içe doğru pronation'ının sağlamak ve dolayısıyla vuruşlarda hız (pace) elde etmek mümkün değil. Daha önce derslerde ve özellikle maçlarda çektiğim video'ları izlerken servis hareketi esnasında raketi düşürüşümün yukarıdaki resimde olduğu gibi garson servis tabağı taşıma hareketine benzediğini farkettim. Tabi bu düşürme hareketi çok hızlı gerçekleştiği için slow-motion ile daha net görülebiliyor. Bu yanlış hareketimin sadece düşürüşte olduğunu ve servislerimin hızlı gitmemesinin başka bir kök nedeni olduğunu biliyorum. Ama bunu da düzeltmek için üzerine biraz çalışmanın zararı olmayacaktır. Yapmam gereken Trophy pozisyonu sonrası raketimin kenarı yere dik gelecek şekilde düşürmem. Diğer bir deyişle raket düşürürken kordaj telleri (raketimin yüzü) yere paralel olmayacak. Belki bu şekilde vuruşlarım biraz daha hız kaza

Center of Percussion - No Force on the Hand

Resim
Where at the racquet strings should we meet the ball for the lowest impact on our hand and wrist? The answer is Center of Percussion, aka COP. According to Wikipedia, "The Center of Percussion is the point on an extended massive object attached to a pivot where a perpendicular impact will produce no reactive shock at the pivot." That is so since when the ball hits COP, the center of the rotation of the racquet becomes the grip/ our hand. which means that place doesn't move, which means it doesn't vibrate violently, which means no force applies to our hand... The pivot for a tennis racquet is our hand. COP for a tennis racket is shown below; Very similar place where our coaches tell us where the sweet spot should be...

Grip'i Ne Kadar Sıkı Kavramalı?

Resim
Rafael Nadal'ın  neden sol elini ve parmaklarını sardığını anlamak zor değil. Topa sağlam topspin vermek için o kadar hızlı savuruyor ki raketi, elinden uçmasın diye grip'i bir o kadar sıkı tutması gerekiyor. Peki biz ölümlülerin raketi sıkı tutması topun rebound hızında çok şey değiştiriyor mu? Rod Cross'un bilimsel olarak açıklamasına göre HAYIR. Raket elden fırlamayacak kadar sıkı tutmak yeterli. Topun raket ile temasında aslında normal gözle gözükmeyen bir çok etkileşim gerçekleşiyor. Ground-stroke'larda bazen slow motion video'larda top sektikten sonra hem raketin kenarlara yayılan küçük ve hızlı titreşimini hem de bazen yere paralel eksende yaptığı büyük titreşimleri görmek mümkün. Denilen o ki, topun raket ile teması 5ms. Ama bu temasın oluşturduğu titreşimin raketin grip'ine (yani onu tutan elimize) gidip geri gelmesi 5ms'den daha uzun süre. Yani elimizle sıkı veya gevşek de tutsak raketi, bunun etkisi topa ulaşana kadar top çoktan raketi te

Tenis Oynama Seviyem 2

Resim
Aradan nerdeyse 5 ay geçmiş bakalım ITN seviyemde bir değişiklik var mı? Aşağıdakiler ITN 8 kriterleri için verdiğim cevaplar. Her cevap ilgili kriterin altında ve kalın harflerle . ITN 7'i de zorlayabilirdim ama hadi yine objektiflik bende kalsın. General Competitive Level Learning to judge where the ball is going, although court coverage needs to be improved substantially. EVET When playing with other players of the same ability this player can sustain a short rally of slow pace with modest consistency. EVET Serve Attempting a full swing EVET There is little difference between the pace of first and second serves. BAZEN Gets the ball in play at a slow pace. ÇOĞUNLUKLA Toss needs to be more consistent. EVET Return Can return a slow paced serve. EVET Will often have an abbreviated follow through. EVET Baseline Game Forehand form is developing. EVET Player is positioned and prepared for moderately paced shots. EVET Backhand grip and pre

Federer ve Fizik

Resim
Geçen gün aşağıdaki video ile karşılaştım. Görüntüde topun Berdych tarafında iki defa sekip sekmediği tam olarak anlaşılmıyor. Ama Berdych'in vuruşundan sonra topun kazandığı topspin miktarı nedeniyle Federer topun aslında iki defa sektiğini ispatlamaya çalışıyor hakeme. :) Tam olarak işin fizik mekaniğine girmesini beklemek mantıksız tabi ama gerçekten de haklı Federer. Topun Federer'e yönlenirken topspin kazanması bence Berdych tarafında iki defa sektiğini göstermez. Çünkü Berdych topa slice vurmuyor. Zaten Federer'in söylediği de bu değil. "Eğer bir defa sektikten sonra vurmuş olsa" diyor "daha yukarı çıkardı..."  :) Ama top öyle bir topspin kazanıyor ki neti geçtikten sonra aşağı yöneliyor. Federer'e giden topun bu kadar topspin kazanması ancak Berdych'in raketine iki defa çarpması veya topun iki defa sekmesi ile olabilir. Top vuruş öncesinde ne kadar hız kaybederse alacağı topspin de o kadar fazla olmalı...

It's Not All About Winning

Resim
I was kind of obsessive about "winning" when I was a kid and in adolescence. Mostly about exams and sometimes about sports. However, it seems now that it's not all about winning. There are downs and ups of life and we should consider ourselves lucky as long as we are in a good shape and nothing catastrophic happens to us or our family. For more than some years I'm in this state of mind and may as well be called "looser" by some. I also have the same state of mind for tennis. Challenges for a sport like this are obvious and are liked very much by me, too. Getting good, aesthetic and fluid in what I do matters more than winning a match. Don't get me wrong, now. I like winning matches. But I like getting better day by day more. For me it's about %80 flow-state (loosing myself), %10 having fun and %10 winning.

Servis ve Top Yüksekliği

Resim
Servis doğru yapmanın en zor olduğu vuruşlardan biri. Nerden mi biliyorum? 6-7 aydır servis atmaya çalışıyorum ve benim için en zor gelişen vuruş tipi servis. Bir çok parametrenin yanında en önemlileri esneklik, yetenek, güç ve dayanıklılık gerektiriyor (e daha ne kaldı...). Servis vuruşunun belli temel bir tekniği var ama profesyonel sporcular da bile çeşitliliği çok. Hemen hemen her sporcu farklı bir stil geliştirmiş ve bu sporcular arasında bir servisin diğer servise göre farklılıkları oluyor. Bu farklılıklardan biri de topun vurmak için havada ne kadar yükseğe atılması. Peki servis esnasında topu ne kadar yükseğe atmalıyım? Tecrübelerime göre yeteri kadar hazırlanabilmem için maksimum boyumun iki katı kadar yükseğe atmam yeterli oluyor. Bu da yaklaşık 3 ila 3.5m kadar. Buluşma yerine topun bu kadar yüksekten düşmesinin tabi ki dezavantajı var. Zamanlama. Çünkü top düşerken hız kazanıyor ve en ufak bir zamanlama hatası topun hızına orantılı olarak aldığı yol kadar hatalı bi

Raket Sapının Neresinden Tutmalıyım?

Resim
Bu konuya benzer bir ipucunu yazmıştım ama başka bir açıdan bir kez daha bakmak istiyorum. Özellikle forehand ground-stroke'larımda raket sapının çok ucundan tuttuğumu farkettim. Acaba bu yanlış mı? Raketin ne kadar ucundan tutmalıyım?  Bu soruya basit bir google görsel araması yardımı ile cevap bulabilirim. Örneğin aşağıda Federer'in volley vuruşunu görüyoruz. Küçük parmağı raket sapının şişkin kısmında ve elin hypothenar   denilen alanı ise sapın bir miktar altında kalıyor. hypothenar   Peki daha ileri gidemez miyiz? Tabi ki de... Aşağıda Nadal'ın tutuşunu görebilirsiniz. Küçük parmak nerdeyse sapın dışında kalacak. :) Bu durum rakete belki bir miktar daha fazla hız kazandırabilir, malum kuvvet yerindeyse raket kafa hızı uzunluktan dolayı artacaktır. Hatta bu tutuş, kolun daha rahat hareket etmesini sağlıyor olabilir diye düşünüyorum. Sonuç olarak demek ki çok aşağıdan tutmuyorum. Aynı durumun servis için de geçerli olduğunu unutmamak lazım

Over-Grip Sarma Denemesi

Resim
Şimdiye kadar hiç over-grip sarmamıştım ama dün akşam "artık şu işi öğrenmenin vaktidir" diye düşünürken iki raketi Head over-grip ile sardım. Aslında ilk denemem çok kolaydı ve çocuklar gibi şendim. Bir taraftan da "aslında bu kadar kolay olmamalıydı" diye düşünüyordum. Ve 2dk sonra sarmak için over-grip'in ters tarafını kullandığımı anladım ve sardığım grip'i çıkarıp işlemi tekrar baştan yapmaya başladım. Eğer elinizde bir ucu kesilmiş, diğer ucu normal genişlikte bir grip varsa, iki teknik var sarmak için; Sapın en uç noktasında grip'in kesilmiş ve yapıştırılabilir ucunu kullanmak Sapın en uç noktasında grip'in kesilmemiş ucunu kullanmak Denemelerimde ilk opsiyonun daha mantıklı olduğunu gördüm, çünkü sapın en uç noktası geniş başlayıp, gittikçe darlaştığından kesilmiş ucu burda kullanmak potsuz bir sarımı daha kolay sağlıyor. Ancak bunun bir dezavantajı var. Sarma işlemi bittiğinde kesilmemiş kısımı sarmanın düz bitebilmesi için kesmek

Well, I Couldn't Resist

Resim
I bought a Babolat Pure Drive 2015 with no sensor but haven't tried it yet. It is 300gr unstrung, which is 15gr heavier than the current Wilson Pro Staff 100L. Pure Drive may come up to 317gr with the strings. When I swing them both 15gr matters and I can still feel the weight difference. We'll see how that will feel when I hit some tennis balls. Their head sizes are quite similar, however, Pure Drive's head is a little bit wider, which they advertise as larger sweet spot. They both are 100 inch. I'm not sure what is the default tension, tough. String patterns are different, too. Pure Drive has 16x19, where as Pro Staff has 16x18. The one thing that I'm curios about is the Cortex that happens to be the connector of the throat to the butt. They say this further softens the impacts... Hmmm.

Optimal Performans Duygu Durumu

Resim
İngilizcesi "Flow State" olarak geçiyor ve 1975 yılında aslen Macar bir bilim adamının ( Csikszentmihalyi ) ortaya koyduğu bir kavram. Anladığım kadarı ile "becerebildiğimiz yoğun bir işle ilgilenirken duyduğumuz haz" olarak açıklayabilirim. Bu duruma "Flow" durumu deniyor ve aşağıdaki sınıflandırmasında, eğer yetenek seviyemiz ve uğraştığımız işin zorluk seviyesi yeterince yüksekse bu işle uğraşırken; kendimizi kaybediyoruz,  zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz, yorgunluğumuzu farketmiyoruz veya hatta yorulmuyoruz Grafiğe göre eğer tenis gibi zorlu bir sporda henüz yeteneklerimiz yeterli değilse, yetenekleri geliştirene kadar sıkılma, endişelenme, merakımızın artması gibi duyguları da yaşamamız mümkün. Örneğin hızlı gelen toplarda yaşadığım endişeler gibi :) Halbuki bir de aşağıdaki adamın rahatlığına bakın. Belki de o yukarıdaki grafiğe göre rahatlık seviyesine inmiştir. Ne kadar da şanssız bir insan evladı...