Hacking ve Tenis
Geçenlerde bilgi güvenliği ve tenis ne kadar birbirbirine benziyor sorusu kafama takıldı. Çok zorlamadan aklıma gelenleri yazayım;
Tenis maçlarında en önemli konulardan biri rakibin eksik noktalarını bulmak ve üzerine oynamak. Aynı şey tam anlamı ile hacking için de geçerli. Hedef sistemler hakkında bilgi topladıktan sonra, bir çok (mümkünse çok az) deneme ve yanılma yaparak zafiyet aramak ilk yapılması gereken şeylerden. Zafiyet bulunduktan sonra da exploit edilmesi, yani kullanılması gerekiyor... :)
Bu arada aynı eksiklik bulma sürecini sporcunun kendi kendisine de uygulaması gerekiyor. Mümkünse başkasının gözünden. Aynı şey kendi sistemlerini tecrübeleri başkaları tarafından güvenlik açısından test ettiren kişiler/kurumlar için de geçerli. Buna genel anlamda penetration test deniyor.
Tenis için zamanla teknikler ve oynama stilleri değişiyor. 20 sene önce oynanan tenis ile şimdiki tenis çok farklı. Aynı durumda hacking teknikleri için de geçerli. Her ne kadar eski teknikleri de kullanmak hala mümkün olsa da, durmadan gelişiyor ve değişiyor.
Tenis bireysel bir spor, aynı şey hacking için de geçerli. Genellikle hacker'lar bireysel iş yapıyorlar. En azından organize olmayanlar...
Tenis hala niche bir spor sayılır, bir çok önemli maçı (ATP500, ATP1000) izleyen sayısı çok ama çok az. Hele hele tribünlerde. Federer, Nadal oldu mu ok, ama bir en az onlar kadar iyi top 10 oyuncuları bazen nerdeyse boş tribünlere oynuyorlar. Aynı şey hacking için de geçerli, hala yeraltı. :))
Resimdeki şapkalar mı? Genellikle hacker'ları şapkalı (özellikle de panama hat) temsil ediyorlar. Aynı şapka türü tenis için de klasikleşmiş... İlginç..
Tenis maçlarında en önemli konulardan biri rakibin eksik noktalarını bulmak ve üzerine oynamak. Aynı şey tam anlamı ile hacking için de geçerli. Hedef sistemler hakkında bilgi topladıktan sonra, bir çok (mümkünse çok az) deneme ve yanılma yaparak zafiyet aramak ilk yapılması gereken şeylerden. Zafiyet bulunduktan sonra da exploit edilmesi, yani kullanılması gerekiyor... :)
Bu arada aynı eksiklik bulma sürecini sporcunun kendi kendisine de uygulaması gerekiyor. Mümkünse başkasının gözünden. Aynı şey kendi sistemlerini tecrübeleri başkaları tarafından güvenlik açısından test ettiren kişiler/kurumlar için de geçerli. Buna genel anlamda penetration test deniyor.
Tenis için zamanla teknikler ve oynama stilleri değişiyor. 20 sene önce oynanan tenis ile şimdiki tenis çok farklı. Aynı durumda hacking teknikleri için de geçerli. Her ne kadar eski teknikleri de kullanmak hala mümkün olsa da, durmadan gelişiyor ve değişiyor.
Tenis bireysel bir spor, aynı şey hacking için de geçerli. Genellikle hacker'lar bireysel iş yapıyorlar. En azından organize olmayanlar...
Tenis hala niche bir spor sayılır, bir çok önemli maçı (ATP500, ATP1000) izleyen sayısı çok ama çok az. Hele hele tribünlerde. Federer, Nadal oldu mu ok, ama bir en az onlar kadar iyi top 10 oyuncuları bazen nerdeyse boş tribünlere oynuyorlar. Aynı şey hacking için de geçerli, hala yeraltı. :))
Resimdeki şapkalar mı? Genellikle hacker'ları şapkalı (özellikle de panama hat) temsil ediyorlar. Aynı şapka türü tenis için de klasikleşmiş... İlginç..