Deuce Korttan Notlar

Uzun zamandır evde boş bulduğum zamanlarda raketi elime alıp, salonda, yeterli boşluğun olduğuna emin olarak , shadow swing ve ayrıca malum yerde mutlaka tek el backhand ve forehand mental tasvirleri yapıyorum. Mental tasvirin tek el backhand'imi geliştirdiğine eminim.  Profesyonel oyunculardan bazılarının günlük antrenman programında farklı duyularını işin içine katarak yaptıkları mental tasvir olduğunu okuyorum. Farklı duyular derken, gözlerini kapatıp detaylı bir forehand, slice, servis veya backhand hayal etmenin yanında, top ve ayak seslerini hatta ve hatta topun kokusunu, aldığı-verdiği nefesten de bahsediyorum. Yani çok detaylı mental tasvirler. Günlük antrenman programlarına mental tasvir kullanan bazı büyük sporcular; Tiger Woods, Michael Phelps, Chris Evert.   Hatta toplam 18 Grand Slam 'i bulunan Chris Evert'in aşağıdaki beyanı çok ilgi çekici.

Aren't those flashy yellow balls are extremely attractive? When they are new, they propagate an exquisite feel for being hit. :) It's no wonder that dogs love playing with it. Nevertheless, I always wondered how a tennis ball is manufactured... Here are two videos, one new and the other relatively old , giving some details. It seems the technique hasn't been changed in the modern era. Of course there are certain changes, an interesting one of which is the forming the pressure inside the ball. In the older days they place a chemical pill inside which sublimates with the heat. Nowadays they manage to tunnel pressure just before sealing two hemispheres.

Tenis raketinin telleri ve grip'i dışında en çabuk eskiyen yeri kafa kısmı. Özellikle zor bir topa yetişmeye çalıştığım zamanlarda genellikle bu kısmın yerle teması gerçekleşiyor ve dolayısıyla aşınmalar kaçınılmaz oluyor. Kaliteli bir rakete harcadığımız para düşünüldüğünde bu tür aşınmaları minimuma indirmek için raket kafa koruyucusu kullanıyorum. Bu korumayı telefon kılıflarına benzetebiliriz aslında. Koruyucu bantların sarıldığı kısım aslında genellikle raketin değiştirilebilir bir parçası oluyor ve bu parçaya tampon diyorlar. Ama buralarda öyle bir yer veya materyal var mıdır hiç araştırmadım... Bantların fiyatları ise 15-20TL gibi ve iki kez kullanabiliyorsunuz... Dolayısıyla koruyucu bantlar şimdilik derdime çare oluyorlar. Eskidiklerinde kolaylıkla çıkarıp yenisini takmak zor olmuyor. Bu bantları çıkarmadan kordaj değiştirmek isterseniz, bandı yapıştırmadan önce ortadan dikey olarak ikiye kesip tellerin raketi delip geçtiği yerlere gelmeyecek şekilde ayrı ayrı yap

Maçlara İlhan'la mutlaka mini-kort'ta top alış-verişi yaparak başlıyoruz. Ders yaptığımız süre zarfında aynı şeyi Oğuz Hoca ile de yapıyorduk. Oyuna ve vuruşlara ısınmak (sağ bileğim dahil) için işime ne kadar yarıyor anlatamam. Servis çizgisi içini baz alarak ama follow-through'ları es geçmeyerek başladığımız rally'ler, giderek base-line çizgisi ve ötesine kadar açılmak suretiyle ısınma bölümünü tamamlıyoruz. Aslında belki de bazı session'larda maç yerine sadece aşağıdaki gibi rahat en uzun rally'leri denesek daha mantıklı bile olabilir. Hareketli topa ve pozisyon almaya alışmak o kadar önemli ki... Bütün dikkatimizi puan alma derdi olmadan buna harcayabileceğimiz rally'ler. Korta girer girmez bam, güm rally'leri, halı sahada sahaya girer girmez ilk önüne gelen topa yaradana sığınıp vuran arkadaşlara benzetiyorum. Tabi alışık olmayınca hemen insanın orası burası atıyor :)

2011 senesinde Nadal ile Llodra toprak kortta karşılaşmış. Gerçi toprak olması (net rusher, serve & volleyer) olan Llodra için bir dezavantaj çünkü oyun daha yavaş. Nadal'ın toplara yetişmesi daha kolay, servisler sektikten sonra daha hızlı yavaşlıyor vb. Ama yine de yeni raket teknolojisi, ağır topspin nedeniyle return'lerin ve baseline vuruşların sertliği nedeniyle serve&volley'in neden öldüğünü açık bir şekilde gösteren bir maç olmuş. Federer bile artık çok nadiren rakibin temposunu bozmak ve belki de daha fazla yorulmamak için stratejik olarak deniyor bunu...

Youtube'da karşılaştığımda çooook uzun zaman önce çocukken izlediğim klasik müzik orkestraları ve Danny Kaye aklıma geldi. Gösteri maçlarında gerçekten yetenekli olduğunu kanıtlıyor. Yaşı itibarıyla da hareketleri çok iyi... Belki bir iki tanesini kortta denemek eğlenceli olabilir. ;)

Sabah servis antrenmanı sonrası uzun süredir çok gerek duymadığım için yapmadığım sağ bacak diz altı buz tedavisini uyguladım. Ancak hava sıcak olduğundan buz torbası ile uyguladığım bölge arasına herhangi bir havlu vb. koymadım. 5dk sonra torbayı kaldırdığımda derimde ciddi kızarık kabarıklıklar olduğunu gördüm. İlk bakışta allerji problemi gibi gelse de sonradan dank etti. İlk defa böyle bir şey başıma geldiğinden yazmak istedim. İlgili bölgeyi yavaş yavaş normal sıcaklığa ulaştırmak öneriliyor. Kesinlikle sıcak (>35 derece) veya soğuk uygulanmamalı bu noktanda sonra. Çok ciddi bir yanma veya yara söz konusu ise mutlaka doktora gidilmeli. Ilık bir duş sonrası kabarıklıkların ve keskin renginin yavaş yavaş söndüğünü görsem de nöbetçi eczane aradım ve bir yanık merhemi uyguladım. Ama bölgeyi herhangi bir sargı bezi vb. ile kapatmadan. Buzluktan çıkarır çıkarmaz değil de biraz bekledikten ve deri ile buz torbası arasına bir havlu koyarak 5-10 dk geçmeyecek şekilde bu tedavi

What? "The listening to the sound as a strategy" you may be thinking, "what on earth?". Well, here's a memory laid on your way. I was playing a single point game with one our coaches and I was able to send a deep cross-court ball which she wasn't expecting. So, she started to run towards it to the back not seeing the court... And as soon as I sent the ball, I thought it a nice opportunity to get close to the net and started to run, too, with a considerable amount of excitement for I was closing the point :)). But when I got closer to the net, she anticipated and managed to gave me a deep lob, which landed near but inside of the baseline, way back of me. Instead of hunting I was hunted gracefully albeit mercilessly. I shouted, "how did you know that? you can't possibly see me advancing". And instantly she replied, "your advancing feet sound are all over the place..." Pffff. So, of course watching the opponent with one eye

I'm on and off with the single hand backhand, but I desire to use it most of the time not only for the meaningful reason that it looks so esthetic. There are many players out there that we can copy this technique from, however, none of them is so popular than Federer. So what that means is there are tons of his clips on youtube. And I'm no jealous you know, well maybe a bit, but between you and me, he barrows his technique from the older ones... Don't believe me, take a look at Boris Becker's, Stefan Edberg's or even Ivan Lendel's ;) Anyways, Federer's single hand backhand is a weapon. There are many ways to look at it and with my untrained eyes here's what I picked up from all those videos; Now his feet are fast. Therefore he is, most of the time, behind the ball. And I'm pretty sure he sees the ball in slow motion (4K). Even I can hit that way... Don't get confused the techniques in his normal training videos with the real matches. In

Üç gündür her sabah servis atışı çalışmaları yapıyorum. Hem ilk servis hem ikinci servis ve pronation yanında, top atışımı daha kararlı hale nasıl getirebilirim, hangi vuruş biçimlerini alışkanlık haline getirmeliyim alıştırmalarını da yapmaya çalışıyorum. Bir çok alt hareketten oluştuğu için herbirine ayrı ayrı odaklanmak gerekiyor ve kesintisiz bir çoğunu bilinç altı hale getirmek zor. Servis çalışmalarının üzerinden aylar geçse de yanlışları düzeltmek için geç değil, dolayısıyla değişiklik yapmaktan çekinmiyorum. Topu yandan değil önden çıkarmak,  Vücut hareketsizken daha kararlı yapabildiğimi anladığım için ağırlık arka ayakta iken atışı gerçekleştirmek,  Atışı savurma veya fırlatma değil de daha çok yerine koymak mentalitesi ile gerçekleştirmek Raketi ilk servis için daha çok Eastern ile Continental arası tutmak şimdilik Hareket öncesi raket ile yan yana tutarken topu sol elimin parmak uçlarına götürmek Kendimi sıktığımı farkettiğimde servisi üç parmak ile gerçekleştirmek

Raket sporlarında (rakibi olan diğer tüm sporlar da dahil) maçların, antrenman ve serbest oturumlara göre bambaşka bir havası var. Maçlarda işin rengi değişiyor. Bence tamamıyla puan alma iç güdüsü, rakibin vuruş biçimine adaptasyon, stres, heyecan maçların bu farklı havasının nedenlerinden bazıları. Bütün bu oyunun kalitesini negatif yönde düşüren nedenleri aşmanın en önemli ilacı (çözmek istenen veya daha iyi rakiplerlerle) daha fazla maç yapmak. Bu şekilde hem rütine binen işteki stresten kurtulmak, hem de rakibin tekrarlayan şablonlarını kavrayarak çözmek ve karşı strateji üretebilmek mümkün. Yüksek ihtimal, oyun olarak belirli bir olgunluğa ulaşmış sporcular bu işi kısa sürede çözebiliyorlar. Ama henüz yeni başlamış rekreasyon oyuncuları için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Gerçi elimizde kısa yoldan uygulayabileceğimiz genel geçer stratejiler var; Bazen çok kaliteli olmasa da drop-shot denemeleri Slice vuruşlar Rakibin hangi kolunu kullandığını görerek, özellikle bac

It's normal to be amazed with the progression of the sports through out the decades. Tennis, as with other sports, has been showing substantial improvement on agility, rules, techniques, speed, power and durability. Let's look at two Rolland Garros matches.  The one below is from 1970. The shots are softer, but strategy plays a very important factor. The one below is from 2018. It seems strategy, albeit is still important, is undermined by the amazing powerful shots. It seems like two bulls clash head-to-head...

Gördüğüm kadarı ile servis esnasında ayakların iki veya üç türlü pozisyonu mevcut. Birincisinde ayaklardan biri diğerinin arkasında ve ucu kortun yanını gösteriyor. Bu pozisyonda servis hareketi sürecinde belirgin bir ağırlık transferi mevcut; öndeki bacaktan arkadaki bacağa ve sonra tekrar öne. Bu pozisyona platform duruşu deniyor. Djokovic'in ayaklarını izleyelim... Aynı durum Federer, Cilic, Thiem, Gasquet, Raonic'de de var. İkincisinde ise servisin başlangıcın sonuna kadar ayaklar yanana. Buna nokta duruşu deniyor. Monfils'in ayaklarının pozisyonuna bakalım. Burda belirgin bir ağırlık transferi yok. Bu vuruşa pek rastlamıyorum... Son olarak aynı perspektiften Schwartzman'ın (Nadal, Wawrinka, Zverev, Nishikori, Berdych, Kyrgios) servisini inceleyelim. Başlangıcı Djokovic'inki gibi, ağırlık transferi var, ama sonra sağ ayak solun yanına alınıyor ve sıçrama bu şekilde gerçekleştiriliyor. (Ben de bu şekilde kullanıyorum, özellikle deuce korttan attığı